Daha fazla bilgi için,
lütfen iletişime geçin :

Kıdemli Ortak Avukat

Hukuk Bültenleri
09/06/2022

Finansal Yeniden Yapılandırma Hakkındaki Kanun Taslağı

Hukuk Bültenleri
Bankacılık ve Finans
Genel

Yeni Gelişme

14 Eylül 2018 tarihinde paylaştığımız mevzuat değişikliği bülteninde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (“BDDK”) hazırladığı, Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun Taslağı’nı (“Taslak Kanun”) paylaşmıştık. BDDK Taslak Kanun’da değişiklik yaptı ve yapılan değişiklikler, Türkiye Bankalar Birliği (“TBB”) tarafından yorumlarını almak üzere üye bankalar ile paylaşıldı.

Değişiklikler Ne Anlama Geliyor?

  • Taslak Kanun’un en çok tartışma yaratan hükmü olan ve yeniden yapılandırma sözleşmesinin imzalanmasıyla birlikte devlet kuruluşları dâhil hiçbir alacaklının, borçluya karşı takipte bulunamayacağını ve var olan takiplerin de duracağını düzenleyen hüküm kaldırıldı. Böylelikle, TBB tarafından hazırlanan Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması (“Çerçeve Anlaşma“) uyarınca yalnızca Çerçeve Anlaşma’ya taraf alacaklı kuruluşlar tarafından borçluya karşı takip yapılamayacak ve bu alacaklılar tarafından başlatılmış mevcut takipler duracak. Çerçeve Anlaşma’ya taraf olmayan alacaklılar takip yapabilecek ve başlamış takiplerini devam ettirebilecek.
  • Taslak Kanun’a, Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik“) ile uyumu sağlayacak bir hüküm eklendi. Bu kapsamda, Çerçeve Anlaşma’yı imzalayan alacaklı kuruluşların¹ alacaklarının üçte ikisini oluşturan çoğunluğunun, borçlu ile yeniden yapılandırma sözleşmesi imzalaması halinde, Çerçeve Anlaşma’yı imzalayan alacaklı kuruluşların tamamı alacaklarını aynı şartlarla yeniden yapılandırmak zorunda olacak.
  • Yönetmelik ile yabancı finans kuruluşlarına tanınan yeniden yapılandırmaya katılma imkânı Taslak Kanun’da da yerini aldı. Bununla birlikte, Taslak Kanun, Yönetmelik’te tanınan imkândan daha farklı bir düzenleme getirerek, yalnızca borçlulara doğrudan kredi kullandırmış ya da Türkiye’de doğrudan yatırım yapmış yabancı finans kuruluşlarının alacaklı sıfatıyla finansal yeniden yapılandırmaya katılabileceğini öngörüyor.
  • Yönetmelik ile uyum sağlayacak şekilde Taslak Kanun’a borçlu tanımı da eklendi. Buna göre, Türk bankaları, finansal kiralama şirketleri, finansman şirketleri, faktoring şirketleri, sermaye piyasası kurumları, sigorta ve reasürans şirketleri, elektronik para ve ödeme kuruluşları ve sistem işleticileri, borçlu olarak finansal yeniden yapılandırmaya başvuramayacak.
  • Ayrıca, yine Yönetmelik’le uyumlu olacak şekilde, borçluların finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınabilmesi için makul bir süre içinde geri ödeme kabiliyeti kazanması gerektiği netleştirildi. Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların mali durumlarının tespiti, bağımsız denetim kuruluşları tarafından veya çerçeve anlaşmalar kapsamında belirlenecek kuruluşlar tarafından yapılabilecek.
  • Yeniden yapılandırma kapsamında yapılacak işlemler ile hazırlanacak belgeler, damga vergisi, kaynak kullanım destekleme fonu, banka ve sigorta muameleleri vergisi, gelir vergisi ve diğer resim ve harçlardan muaf olmak da dâhil, ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere birçok vergi istisnasından yararlanacak. Ancak, finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınan bir borçlunun borçlarının iki yıl içerisinde tekrar finansal yeniden yapılandırmaya konu edilmesi halinde, bu vergi istisnalarından faydalanılamayacak.​
  • Taslak Kanun’da ayrıca, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nu için aşağıdaki değişiklikler öngörüldü.
    • Bankalar kredilerin kayıttan düşülmesine ve yeniden yapılandırılmasına ilişkin olarak da politikalar oluşturmak ve bunları icra edebilecek gerekli yapıları tesis etmek zorunda olacak.
    • Bankaların yeniden yapılandırma kapsamında vade uzatımı, kredileri yenilemesi, ilave kredi vermesi, taksitlendirmesi ve teminata bağlamasının yanı sıra anapara ve sair alacaklardan vazgeçerek bunları kayıttan düşmesi veya benzer işlemlerle kredileri yeniden yapılandırması zimmet suçu sayılmayacak.
    • Tahsil imkânı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen krediler, özel karşılıkların ayrılması kaydıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca “değersiz alacak” olarak kabul edilecek.

Sonuç

Değişiklikler ile Türk finansal kuruluşlarının tahsilinde problem yaşadığı kredileri yeniden yapılandırmaları, kolaylaştırılıp teşvik ediliyor.