Yeni Gelişme
Koronavirüs (COVID-19) salgını ile mücadele kapsamında; TBMM Genel Kurulu tarafından 25 Mart 2020 tarihinde kabul edilen Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a (“Kanun“) eklenen madde ile yasal süreler (örneğin zamanaşımı süreleri) 30 Nisan 2020 tarihine kadar durduruldu. Bu Kanun maddesi ile Koronavirüs salgını dolayısıyla herhangi bir yasal hak kaybı olmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
Kanun Ne Diyor?
Kanun uyarınca;
- Dava açma, icra takibi başlatma, şikayet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; İdari Yargılama Usulü Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu (“CMK“) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (“HMK“) taraflar bakımından belirlenen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13 Mart 2020 tarihinden,
- İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirtilen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler ise 22 Mart 2020 tarihinden
itibaren 30 Nisan 2020 tarihine kadar durdurulmuştur.
Kanun ile durdurulan bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren (1 Mayıs 2020) işlemeye başlayacaktır. Durma süresinin başladığı tarih (13 Mart 2020 veya 22 Mart 2020) itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler ise durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılacaktır.
Aşağıdaki süreler ise bu Kanun’un kapsamı dışında bırakılmıştır:
- Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri;
- CMK’da düzenlenen koruma tedbirlerine ilişkin süreler;
- HMK’da düzenlenen ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler.
Kanun uyarınca, durma süresi içinde yapılan ödemeler kabul edilir ve taraflardan biri, diğer tarafın lehine olan işlemlerin yapılmasını talep edebilir.
Eğer icra ve iflas daireleri tarafından mal veya haklara ilişkin olarak ilan edilmiş satış günü durma süresi içinde kalıyorsa, durma süresinin bitiminden itibaren icra ve iflas daireleri herhangi bir talep aranmaksızın satış günü ilan edecektir.
Konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçları ise durma süresince devam edecektir.
Kanun, durma süresince duruşmaların ve müzakerelerin ertelenmesi de dâhil olmak üzere alınması gereken diğer tüm tedbirler ile buna ilişkin usul ve esasların, Yargıtay ve Danıştay bakımından ilgili Başkanlar Kurulu; ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemeleri bakımından ise Hâkimler ve Savcılar Kurulu; adalet hizmetleri bakımından ise Adalet Bakanlığı tarafından belirleneceğini düzenlemektedir. İcra ve iflas daireleri, ceza infaz kurumları ve noterlik dairelerinde yürütülen hizmetler, Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenecek olan adalet hizmetlerinin kapsamına girmektedir.
Kanun, salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı’nın söz konusu durma süresini bir seferliğine uzatabileceğini ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabileceğini düzenlemektedir. Kanun uyarınca bu uzatma süresi altı ayı geçemeyecektir.
Bununla birlikte, mahkeme yargılamasına alternatif olan ve yargılama sonunda mahkeme kararı gibi nihai ve bağlayıcı karar verilen tahkim yargılamalarına yönelik olarak bu şekilde açık tedbirler alınmamıştır. Bu itibarla, bütün tahkim yargılamalarında sürelerin durduğuna dair genel geçer bir yorum yapmak şu aşamada bize göre mümkün değildir. Dolayısıyla, bu durumu tahkim yargılamasında genel geçer kabul etmenin riskli, hatta hak kayıplarına sebep olabilecek nitelikte olabileceğini düşünüyoruz ve hakem heyetinin bir kararı olmadan böyle bir yol izlenmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz. Bununla birlikte, her ne kadar şu anda bir açıklık olmasa da, tahkimin niteliği itibariyle esnek olması, dijital olarak yürütülmesi olanağının olması gibi sebeplerle tahkim yargılamasının taraflar ve hakem heyetlerinin anlaşmaları ile -varsa- tahkim kurumlarının olanakları ölçüsünde devam edebilmesinin söz konusu olabileceğini düşünüyoruz. Ancak, COVID-19 salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için durdurulmasını tercih eden taraflar, yargılamada anlaşılan usuli kararlar ve zaman çizelgelerini göz önünde bulundurarak hakem heyetlerinden yargılamanın belirli süre ile durdurulmasını talep edebilirler. Yeni başlatılacak tahkim yargılamaları açısından ise, özellikle tahkim kurumlarının COVID-19 salgınına karşı aldığı tedbirler değerlendirilerek yargılamalar başlatılabilir.
Sonuç
COVID-19 salgını yargı faaliyetlerini önemli ölçüde etkilemektedir. Kanun ile alınan bu önlem kapsamında hak kayıplarını önlemek amacıyla yargılama alanındaki neredeyse tüm süreler, istisnaları olmakla beraber, 30 Nisan 2020 tarihine kadar durdurulmuştur. Cumhurbaşkanı, salgının devam etmesi halinde durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilecek ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilecektir. Gözden kaçırılmaması için önemle belirtmek isteriz ki, yasal süreler bazı hallerde 13 Mart 2020, bazı hallerde ise 22 Mart 2020 tarihinden itibaren ve geriye dönük olarak durdurulmuştur. Sürelerin yeniden başlama tarihi 1 Mayıs 2020 olacaktır. Ancak durma süresinin başladığı tarih itibarıyla bitimine 15 gün ve daha az kalmış olan süreler 15 Mayıs 2020 tarihine kadar uzatılmıştır. Bununla birlikte, tahkim yargılamaları açısından, tarafların ve hakem heyetlerinin anlaşmasına göre tahkim yargılamalarının devam etmesi veya belirli süre ile durdurulması değerlendirilebilir.