Daha fazla bilgi için,
lütfen iletişime geçin :
Hukuk Bültenleri
09/06/2022

Rekabet Kurulu, BSH Yetkili Bayilerinin Çevrim İçi Pazaryerlerindeki Satışlarının Sınırlanmasına İzin Vermedi

Hukuk Bültenleri
Rekabet Hukuku
Genel

Yeni Gelişme

8 Şubat 2022 (Pazartesi) tarihinde Rekabet Kurulu’nun (“Kurul“) çevrim içi pazaryeri satışlara getirilen sınırlamalara ilişkin gerekçeli kararı Rekabet Kurumu’nun (“Kurum“) resmi internet sitesinde yayımlandı. Bundan evvel Kurul, 16.12.2021 tarih ve 21-61/859-423 sayılı kararı (“Karar“) ile BSH Ev Aletleri ve Sanayi Ticaret A.Ş.’nin menfi tespit ve muafiyet başvurusunu sonuçlandırdığını duyurmuştu. Gerekçeli karar metnine buradan ulaşabilirsiniz. Bilindiği üzere BSH önemli bir ev aletleri üreticisi olup Türkiye’de geniş bir dağıtım ağına sahiptir. Dolayısıyla Karar, Kurul’un çevrim içi pazaryeri kısıtlamalarına ilişkin güncel tutumuna, özellikle de yakın tarihli küresel gelişmelere dair somut ipuçları veriyor olması nedeniyle oldukça önemlidir. Karar’ın en önemli noktaları aşağıda özetlenmektedir.

Karar uyarınca BSH, yetkili bayileri ile yaptığı anlaşma (“Anlaşma“) ve bu konudaki sirkülere (“Sirküler“) ilişkin olarak Kurul nezdinde bir başvuru yapmıştır. Sirküler, bayilerin kendi internet siteleri üzerinden satış yapmasına izin vermekte ve fakat çevrim içi pazaryerlerinde satış yapmasını yasaklamaktadır. BSH’nin terditli olarak Kurul’a arz ettiği talepler şu şekildedir: (i) Sirküler’in 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054“) 4. maddesinin kapsamında olmadığının teyit edilmesi ve her halükarda (ii) Sirküler’e 4054 Sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca bireysel muafiyet tanınması. Kurum yaklaşık 1 yıl 8 ay süren, oldukça kapsamlı bir muafiyet incelemesi yürütmüştür. BSH’nin ileri sürdüğü iddiaları teyit etmek ve pazarın yapısını irdelemek için Kurum; rakip tedarikçilere, onların bayilerine, BSH bayilerine, elektromarketlere, çevrim içi pazaryeri platformlarına ve tabi ki tüketicilere soru yazıları iletmiştir. İlaveten Kurum pazarın durumunu tümüyle tayin edebilmek adına araştırma şirketlerine e-ticaret, tüketici tercihleri vb. konularda birçok anket yaptırmıştır. Tüm bu girdileri değerlendirdikten sonra ise Kurul her iki talebi aşağıda açıklanan gerekçelerle reddetmiştir.

Çevrim İçi Pazaryeri Sınırlamaları:

Kurul ilk olarak BSH’nin bayilerin çevrim içi pazaryerlerinde satış yapmasını yasaklamasının gerekçelerini değerlendirmiştir. Bu doğrultuda Kurul, meseleye geniş bir açıdan yaklaşmıştır. Pazarın mevcut büyüklüğü, tüketici tercihleri, satış ve hizmet akışlarını inceleyerek çevrim içi satışların ve çoklu kanal kullanımının önemini irdelemiştir. BSH bu sınırlamanın mevcut seçici dağıtım sistemi için bir olmazsa olmaz koşul olduğunu iddia etmiştir. BSH’nin gerekçelerinin haklılığını değerlendirmek için Kurul, Avrupa Birliği (“AB“) Adalet Divanı’nın (“ABAD“) seçici dağıtım sistemleri konusunda verdiği Metro ve Coty kararlarındaki hukuki çerçeveyi takip etmiştir [Case 26/76 Metro v Commission (I) (1997); Case C-230/16 (2017)]. Ayrıca Karar’da AB Komisyonu’nun E-Pazaryerleri Raporu ile mukayeselere yer verilmiştir. Bu şekilde Kurul kendi araştırmaları ile sınırlı kalmamış ve eldeki soruna ilişkin küresel yaklaşımlardan da yararlanmıştır. BSH’nin seçici dağıtım sistemine içkin çevrim içi pazaryeri sınırlamasının artı ve eksilerini tartarken Kurul, Avrupa rekabet otoritelerinin konuya ilişkin kararlarının neredeyse tümüne müracaat etmiştir.

BSH’nin söz konusu sınırlama için sunduğu en kayda değer gerekçeler ve Kurul’un bu gerekçeleri reddetme nedenleri aşağıdaki gibi özetlenebilecektir.

  • Marka imajı: BSH’ye göre çevrim içi pazaryeri satışları BSH’nin marja imajına zarar verme riski barındırmaktadır. Zira pazaryerlerinde bayiler adeta keyfi ve kendi uygun gördükleri şekilde görünümlerini şekillendirme, tüketiciler ile iletişim kurma ve sorunları çözme imkânına sahiptir. Kurul’a göre ise BSH’nin marka imajını korumanın tek yolu bu kadar sert bir dikey sınırlama getirmekten geçmemektedir. Bunlara ek olarak Kurul (marka imajına istinaden olumlu bir istisnanın yapıldığı) Coty kararını da dikkate almıştır. Kurul yaptığı karşılaştırma neticesinde BSH’nin iddiaları reddetmiştir çünkü iki dosya arasında ürün farklılaşması öne çıkmaktadır. Özellikle Kurul “tüketici beklentilerinin -kozmetik ürünlere kıyasla- farklı olması, ürünlerin ikame edilebilirliğinin kolay olması ve yukarıda Coty kararında açıklanan lüks ürüne özgü olduğu belirtilen özellikler[i]” birlikte dikkate alarak çevrimi içi pazaryeri sınırlamasının, BSH marja imajına katkı sunmasının mümkün olmadığına karar vermiştir. Sonuç olarak Kurul’a göre BSH’nin önerdiği çözüm, somut ve kabul edilebilir gerekçelere dayanmamakta ve orantılılık ölçütünü karşılamamaktadır. Bu doğrultuda Kurul BSH’nin marja imajını korumaktan kaynaklı etkinlik kazanımlarını elde etmek için daha az sınırlayıcı seçeneklere başvurabileceğine karar vermiştir. Görüldüğü üzere platformlar ve bayiler de bu tür alternatif yöntemleri müzakere etmeye açıktır.
  • Ürün taklitçiliği ve yetkisiz bayilerle birlikte satış: Kurul tüketicilerin bu sorun ile yoğun olarak karşılaşmadığını tespit etmiştir. Ürün taklitçiliğinden doğabilecek olası zarar, topyekûn bir çevrimi içi satış sınırlamasının yaratabileceği zarardan da az görünmektedir. Dolayısıyla çeşitli sözleşme hükümleri ve pratik çözümler ile bu meselenin halli mümkündür. Örneğin BSH, yetkili bayilerin kendilerini yetkisiz yeniden satıcıların ayırt edilebilir kılmasını ve bunu BSH tarafından öngörülecek çeşitli kriterlere uygun olarak yapmasını zorunlu kılabilecek, sözleşmelere bunu teminen cezai şartlar sevk edebilecektir.
  • Tüketici ilişkileri: BSH’nin ifade ettiği üzere, tüketiciler BSH ürünleri ile ilgili sorun yaşadığında platformlar ile iletişime geçmeye meyletmektedir. Dolayısıyla satış sonrası hizmetlerde yaşanan sorunlar, tüketici tarafından BSH’ye atfedilebilecektir. Öte yandan pazaryerlerinin, tüketicilerin bu tür sorunlar hakkında doğrudan BSH’ye ulaşmasına imkân tanıdığı saptanmıştır. Ayrıca BSH’nin yetkili yeniden satıcılara bazı ek hizmet standardı kriterleri getirmesi de mümkündür. Örneğin bayilerin çevrim içi pazaryeri kanalı üzerinden aldığı tüketici sorularına azami iki saat içerisinde yanıt vermesi şart koşulabilecektir. Nitekim tüketiciler, bayilerin internet sitelerini kullanırken de aynı sorun ile karşılaşabilecektir ve bu sitelerin kullanımı benzer bir sınırlamaya tabi değildir.
  • Teslimat ve hizmet aksaklıkları: Kurul, teslimat ve satış sonrası hizmetlere ilişkin sorunları etraflıca incelemiş; BSH tarafından fiziksel kanalda izlenen taşıma politikalarının çevrim içi kanallar bakımından da uygulanabileceğine ve dolayısıyla BSH’nin bu sorunları yetkili bayileri ile çözebileceğine kanaat getirmiştir.
  • Yabancı ürünler ile beraber satış: Kurul’un bakış açısında göre aynı “sorun” alışveriş merkezlerindeki fiziksel mağazalar için de geçerli olacaktır. Dolayısıyla bu durum bir çevrim içi pazaryeri yasağını haklı çıkaramayacaktır.

Kurul’un tüm bu gerekçeleri reddetmesinin ardında yatan temel motivasyonu şu olarak görünmektedir: BSH ancak son çare olarak çevrim içi pazaryeri satışlarını yasaklayabilecektir ve BSH’nin ileri sürdüğü sebepler, bu hukuki testi geçememiştir. Dolayısıyla da getirilmek istenen sınırlama orantılı değildir.

Karar’ın devamında Kurul, 2002/2 Sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’ni (“2002/2 Sayılı Tebliğ“) uygulayarak üç aşamalı bir menfi tespit ve muafiyet incelemesi yapmıştır.

  • Birinci Aşama / Menfi Tespit İncelemesi: İlgili Sirküler ve Anlaşma, 4054 Sayılı Kanun’un 4. maddesine aykırı (yani rekabeti sınırlayıcı) hükümler ihtiva etmektedir. Bu sebeple Kurul’un, Sirküler ve Anlaşma’ya menfi tespit belgesi vermesi mümkün olmamıştır.
  • İkinci Aşama / Grup Muafiyeti İncelemesi: Sirküler ve Anlaşma, 2002/2 Sayılı Tebliğ’in tanıdığı grup muafiyetinden faydalanmamaktadır. Zira Sirküler ve Anlaşma, yetkili BSH bayilerinin çevrim içi pazaryerlerinde satış yapmasını yasaklamaktadır ve bu bir pasif satış sınırlamasıdır. Ayrıca Anlaşma’da bu yasağa aykırı davranan satıcılara yaptırım uygulanması öngörülmektedir. Dolayısıyla Kurul, bu yasağı bir ağır sınırlama olarak nitelendirmiştir. Zira (i) BSH çevrim içi pazaryeri satışlarını sınırlarken nicel bir ölçüt kullanmamıştır, yasaklama (ii) çevrim içi satışları engelleme potansiyeli taşımakta, (iii) eş değerlik ilkesine aykırı düşmekte ve (iv) seçici dağıtım sistemi üyelerinin son kullanıcılara satış yapmasını da engellemektedir.
  • Üçüncü Aşama / Bireysel Muafiyet İncelemesi:  Kurul’a göre Sirküler’de öngörülen dikey sınırlama hiçbir bireysel muafiyet koşulunu karşılamamaktadır. 4054 Sayılı Kanun’un 5. maddesinde tadat edilen koşullar ve Kurul’un bunlara dair değerlendirmeleri aşağıdaki gibidir:
  1. a) Malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması: Kurul’a göre Sirküler herhangi bir etkinlik kazanımı sağlamamaktadır. Çevrim içi pazaryeri satışları BSH’nin marja imajın halel getirmeyecektir. Kurul BSH’nin bu iddiasını spekülatif bulmuştur. Kurul’un bu başlık altındaki bulguları (anket çıktıları gibi) ampirik veriler ile desteklenmektedir.
    b) Tüketicinin yukarı bentte belirtilen yeni gelişmeler veya iyileştirmelerden ya da ekonomik veya teknik iyileşmelerden yarar sağlaması: Karar’da belirtildiği üzere çevrimi içi pazaryerleri başlı başına bir tüketici refahı unsurudur. Dolayısıyla bu platformların kullanımını yasaklamak tüketicilere fayda sağlamayacaktır.
    c) İlgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması: Diğer beyaz eşya ve ev aletleri üreticilerinin de benzer sınırlamaları yürürlüğe koyması durumunda kısıtlama geniş bir uygulama alanı bulabilecek ve olası birikimli sınırlayıcı etki artacaktır. Bu noktada Kurul bir başka önemli pazar oyuncusunun hâlihazırda benzer bir çevrimi içi satış yasağı uyguladığını not düşmektedir. Sınırlamayı takip edecek oyuncuların cüzi pazar paylarına sahip olmasının da tek başına bir önemli yoktur. Zira bir teşebbüsün davranışları diğerlerini etkileyebilmekte ve nihai olarak pazardaki rekabeti geniş ölçüde sınırlayabilmektedir. Ayrıca Türkiye’deki yetkili bayiler kendi internet sitelerinden ziyade çevrim içi pazaryerlerini kullanmaktadır. Ayrıca bu kullanım AB’deki yetkili bayilerin kullanımından daha da fazladır. Tüm bunlar ışığında Kurul’a göre platformlar bayilere ve özellikle küçük perakendecilere çok iyi fırsatlar sunmaktadır. Bu nedenle Sirküler pazarın önemli bir bölümünü rekabete kapatacaktır.
    d) Rekabetin (a) ve (b) bentlerindeki amaçların elde edilmesi için zorunlu olandan fazla sınırlanmaması: Kurul’a göre BSH’nin çevrimi içi pazaryeri satışlarını yasaklamak dışında alternatifleri bulunmaktadır. Örneğin BSH platformlar ile müzakere edilecek ve/veya bayilerini marka imajını koruyacak tedbirler uygulamaya icbar edebilecektir.

Diğer Satış Sınırlamaları:

Karar’da ifade edildiği üzere Kurul, Anlaşma’daki ve elektromarketler ile yapılan anlaşmalardaki başka dikey sınırlamaları da mercek altına almıştır. Kurul’un bu çerçevedeki tespitleri şu şekildedir:

  • BSH’nin perakende seviyesinde faaliyet gösteren seçici dağıtım sistemi üyelerinin son kullanıcılara yapacakları aktif veya pasif satışlar Anlaşma’da kısıtlanmaktadır. Bu sınırlama ise 2002/2 Sayılı Tebliğ’in 4(c) maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
  • Ayrıca Anlaşma, yetkili bayilere tek elden satın alma yükümlülüğü getirmektedir. Buna göre bayiler mallarını yalnızca BSH’den tedarik edecektir. Nitekim bu sınırlama da 2002/2 Sayılı Tebliğ’in 4(d) maddesini ihlal etmektedir.
  • Anlaşma’nın içerdiği bu iki ağır sınırlama ile BSH, seçici dağıtım sistemi üyelerinin kendi aralarındaki alım ve satımlarını engellemektedir. Bu nedenle Anlaşma grup muafiyetinden istifade edemeyecektir.
  • Anlaşma’daki söz konusu sınırlamalar 4054 Sayılı Kanun’un 5. maddesinde sayılan bireysel muafiyet şartlarının hiçbirini sağlamamaktadır.
  • Son olarak BSH’nin elektromarketler ile yaptığı anlaşmalarda, internet satışlarının BSH’nin iznine bağlandığı tespit edilmiştir. Bu uygulama, ilgili anlaşmayı grup muafiyeti kapsamı dışına çıkarmakta ve 4054 Sayılı Kanun’un 4. maddesine aykırı düşürmektedir. Buna ilişkin bireysel muafiyet incelemesi ise BSH aleyhindeki soruşturma kapsamında yapılacaktır (09.09.2021 tarih ve 21-42/617-M sayılı karar).

Sonuç

Karar Kurul’un, çevrimiçi pazaryerleri üzerinden yapılacak satışlara kısıtlama getirilmesi hususuna ilişkin net bir pozisyon almış olduğunu ortaya koymaktadır. Karar hem küresel gelişmelerin Kurul kararlarını nasıl besleyebileceği hem de bu konudaki Kurul içtihadının gelecekte nasıl şekillenebileceğine ilişkin önemli ipuçları sunmaktadır.

Benzer içerikler