Daha fazla bilgi için,
lütfen iletişime geçin :
Hukuk Bültenleri
09/06/2022

İdare Mahkemesi’ne Göre Esasa İlişkin Olan Ekonomik Bütünlük İlkesi Usuli Bir Konu olan Tebligat Hakkında Uygulama Alanı Bulmaz

Hukuk Bültenleri
Rekabet Hukuku
Genel

Rekabet Kurulu’nun (“Kurul“) 02.07.2020 tarih ve 20-32/397-179 sayılı Döviz İşlemleri Kararı’yla  (Kurul Kararı) bir önaraştırma kapsamında kendilerinden talep edilen bilgileri sağlamadıkları gerekçesiyle bazı bankalar hakkında idari para cezası uygulanmıştır. Anılan Kurul Kararı’nın iptali istemiyle Ankara 3. İdare Mahkemesi’nde (“Mahkeme”) açılan bazı davalara ilişkin karar Mart 2022, Çarşamba günü Rekabet Kurumu’nun (“Kurum“) resmi internet sitesinde yayımlanmıştır. Mahkeme, Kurul kararını bu bankaların bazıları (“Bankalar“) yönünden iptal etmiştir. İlgili kararlara Kurum’un internet sitesinden ulaşabilirsiniz.

Kurul Kararı

Kurul’un 17.01.2020 tarih ve 20-05/48-M sayılı kararı ile aralarında Bankalar’ın da bulunduğu Türkiye’de faaliyet gösteren banka ve finansal kuruluşların ve bunların temsilciliklerinin mevduat, kredi, döviz, tahvil, bono, hisse senedi ve aracılık hizmetlerine ilişkin faaliyetlerinde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u (“4054 Sayılı Kanun“) ihlal edip etmediklerinin tespit edilmesi amacıyla bir ön araştırma yapılmasına karar verilmiştir. Kurul, başka hususların yanı sıra, Bankalar’dan teşebbüslerin ve bağlı bulundukları ana grupların Amerika Birleşik Devletleri’nde ve İngiltere’de istihdam edilen, Türk Lirası ile alım – satım işlemleri yapan traderlarından TL kotasyonlu işlem hacmi en çok olan ilk 10 traderının Bloomberg ve Reuters platformlarında 01.01.2018 – 17.01.2020 tarihleri arasında yaptıkları yazışmaları talep etmiştir. Kurul, Bankalar’ın bu bilgileri ilgili platformlardan temin ederek Kurum’a elektronik formatta göndermesini istemiştir. Bankalar ise, başta talebe konu verilerin kendi uhdelerinde olmaması olmak üzere,  ilgili ülkelerdeki bankacılık ve kişisel verilere ilişkin yasal düzenlemeler gibi gerekçelerle talebi yerine getiremeyeceklerini ifade etmiş ve bilgi talebinin yurtdışındaki ana teşebbüs yerine kendilerine tebliğ edilmesinin usule ve bilhassa 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na (“7201 Sayılı Kanun“) aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Öte yandan, Kurul bu açıklamaları kabul etmemiş ve rekabet hukukundaki tek ekonomik bütünlük ilkesinin bilgi talebi içeren tebligatlar bakımından da uygulama alanı bulacağını ve Türkiye Cumhuriyeti dışında mukim bir ana teşebbüsün elinde bulunan hakkındaki bilgilerin, o şirketin Türkiye’deki iştiraki / şubesinden talep edebileceği sonucuna varmıştır.

Mahkeme’nin Kararı

Döviz İşlemleri dosyasına dönüldüğünde, Mahkeme Kurul ile aynı kanaate varmamıştır. Mahkeme idari para tesisini içeren idari işlemi aşağıdaki gerekçelerle iptal etmiştir:

  • 4054 Sayılı Kanun, tebligat konusunda açıkça 7201 Sayılı Kanun’a atıf yapmaktadır.
  • 7201 Sayılı Kanun’a göre yabancı ülkelerde yerleşik kişilere yapılacak olan tebligat rejimini, tebligatın yapılacağı devletler ile Türkiye Cumhuriyeti arasında ikili veya çok taraflı adli yardım ve işbirliğine dair anlaşmalar belirleyecektir. Ortada böyle bir anlaşma bulunmaması veya anlaşmanın konu itibariyle uygulanamaması durumunda 7201 Sayılı Kanun’un yabancı ülkelere tebligata dair hükümleri uygulanacaktır.
  • Lahey Konvansiyonu burada tatbik edilemez. Zira konvansiyon, idari işlemlerin tebliğine uygulanabilir değildir.
  • Bu nedenlerle Döviz İşlemleri dosyasında Kurul’un 7201 Sayılı Kanun’un yabancı ülkelere tebligata dair hükümlerini uygulaması gerekirdi. Buna göre Kurum, bilgi ve belge talebini Dışişleri Bakanlığı’na iletmeli, bakanlık ise tebligat yapılacak ülkedeki büyükelçiliğe/konsolosluğa iletmelidir.
  • En önemlisi ise ana teşebbüsün iştirakinin eylem ve işlemlerinden sorumlu tutulmasına imkân sağlamak gibi rekabet hukukuna özgü amaçlara hizmet eden tek ekonomik bütünlük ilkesi usule ilişkin bir konu olan ve mevzuatta ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiş tebligat işlemi yönünden uygulanamaz.

Tüm bunlar ışığında Mahkeme, Kurul’un bilgi ve belge taleplerini Bankalar yerine Bankalar’ın ana şirketlerine tebliğ etmiş olması gerektiğine hükmetmiştir. Bu nedenle Mahkeme idari para cezalarını hukuka aykırı bulmuş ve iptal etmiştir.

Dikkat çekici bir başka husus ise daha önce Mahkeme’nin bir başka bankanın aynı karar aleyhinde ikame ettiği iptal davasını reddetmiş olmasıdır. Bu kararda Mahkeme, AB’de de benzer bir uygulama olduğuna işaret etmiştir. Mahkeme’nin aktardığı üzere bir teşebbüsün ortak pazarda herhangi bir ticari varlığı olmaması durumunda Avrupa Komisyonu teşebbüsün tek kontrolünde bulunan ve AB’de faaliyet gösteren iştirakine tebligat yapabilmektedir. Kararda Mahkeme 7201 Sayılı Kanun hakkında mülahazada bulunmamıştır.

Sonuç

Mahkeme’nin kararları rekabet hukuku uygulamaları açısından büyük önem arz etmektedir. Somut olayda Mahkeme rekabet hukukunun doğasından kaynaklanan tek teşebbüs ilkesinin, tebligat hukuku gibi usuli gereklileri bertaraf etmeyeceğini tespit etmiştir.  Uluslararası şirketlerin Türkiye’deki iştirakleri / şubeleri / ofisleri, Kurum’dan bir bilgi ve belge talebi aldığında Mahkeme’nin ilgili içtihadını nazara almak isteyebilecektir.