Yeni Gelişme
Rekabet Kurumu (“Kurum“), bir süredir COVID-19 salgını ile birlikte e-ticaretin baş aktörleri haline gelen çok kategorili e-pazar yerlerini sıkı takip içerisinde olup gün geçtikçe artan dijitalleşmenin sektörde oluşturabileceği rekabet sorunları ile mücadele kapsamında araştırmalarına büyük bir hızla devam etmektedir. Bu kapsamda 11 Haziran 2020 tarihinde, Rekabet Kurulu’nun (“Kurul“) 20-28/353-M sayılı kararıyla e-ticaret sektörünün dinamiklerini kavrama, sektördeki olası rekabet sorunlarını tespit etme ve bunlarla mücadelede politika-regülasyon değişiklikleri gibi çözümleri belirleme amaçlarına istinaden bir sektör incelemesi başlatılmıştır. Kurum bu kapsamda 7 Mayıs 2021 tarihinde e-pazaryeri platformları sektör incelemesi hakkındaki ön raporunu (“Ön Rapor“) yayımlamıştır. Ön Rapor kapsamındaki bulguların kesinleştirilmesi ile Kurum, 14 Nisan 2022 tarihinde ise e-pazaryeri platformları sektör incelemesi hakkındaki nihai raporunu (“Rapor“) yayımlamıştır.
Ne Anlama Geliyor?
Kurum’un başta AB olmak üzere küresel gelişmelere uyum sağlama hedefleri ile birlikte dijital pazarlara ve dijitalleşmeye yönelik merakı her geçen gün artmaktadır. Sektör incelemesinin ilk ürünü olan Ön Raporu’nda temel bulgularını ortaya koymuş olmakla beraber Kurum, Ön Rapor’da yer alan bulgu, tespit, değerlendirme ve politika önerilerine yönelik kamuoyu görüşlerini dikkate alarak Rapor’u nihai hale getirmiştir. Rapor’un nihai hale gelmesinde 06 Temmuz 2021 tarihinde sektör oyuncuları ve paydaşlarının katılımı ile interaktif olarak gerçekleştirilen çalıştayın da önemli bir rol oynadığı da Rapor kapsamında dile getirilmektedir. Rapor, genel olarak Türkiye e-ticaret pazarını enine boyuna ele almakla beraber Avrupa Komisyonu ve OECD gibi kurumlardan örnekler ve küresel kapsamda otoriteler tarafından verilen kararlara atıflar ile küresel uygulamaların ortaya koyulması bakımından da zengin bir içeriğe sahiptir.
Bu süreçte belirtmek gerekir ki Kurum e-ticaret platformlarına yönelik ilgisini Rapor üzerine yoğunlaştırmış olmakla beraber, sektör incelemesinin sonuçlanması bu pazara ilişkin odağını yitireceği şeklinde yorumlanamayacaktır. Nitekim halihazırda dijital pazarlarda faaliyet gösteren teşebbüslere yönelik soruşturmaları da devam etmektedir. Kurul, Nadirkitap ve Google hakkında yürütmekte olduğu soruşturmaları sonlandırmış olmakla beraber Sahibinden ve Trendyol hakkında başlatmış olduğu soruşturmalar halihazırda devam etmektedir. Tüm bu gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda Kurum’un dijital ekonomiye olan ilgisinin gün geçtikçe arttığını ve ikincil mevzuatın yolda olduğunu söylemek mümkündür.
Ön Rapor Akabindeki Bazı Gelişmeler
Ön Rapor akabinde yaşanan gelişmeler çerçevesinde, internet penetrasyonu, internet kullanım yoğunluğu, dijital yeniliklere adaptasyon düzeyi, çevrim içi alışveriş eğilimi, finansal erişim gelişmişlik düzeyi, finansal servislerin kullanımı bakımından Türkiye’de gözlemlenen artış ve kategori bazında e-ticaret harcaması, perakende e-ticaret ile e-pazaryerlerinin gelişimi gibi bazı ilave unsurlar değerlendirilmiştir.
Dijitalleşmeye yönelik vurgu tüm raporda kendini göstermekle beraber, e-ticaret hacmindeki büyüme Rapor kapsamında çeşitli kaynaklara (örn. TUBİSAD, Ticaret Bakanlığı E-ticaret Bilgi Platformu, Digital, Statista) referans ile ve çeşitli parametreler bazında rakamsal olarak da sıkça telaffuz edilmektedir. Bilhassa, TÜBİSAD’ın Haziran 2021 tarihli ‘Ekonominin Dönüştürücü Gücü: E-Ticaret Etki Analizi 2020’ raporuna atıfta, 2020 yılında %26 büyüme ile 4,3 trilyon Amerikan Doları olan küresel e-ticaret hacminin, 2021 yılında %14’lük bir artışla 4,9 trilyon Amerikan Doları olacağı tahminine yer verilmiştir. Digital 2021 verilerine göre ise, 2019 yılında, 8,05 milyar Amerikan Doları olarak ölçümlenen Türkiye perakende e-ticaret büyüklüğünün, 2020 yılı için %40,3 oranında bir büyüme ile 11,3 milyar Amerikan Dolarına değere ulaştığı bilgisine yer verilmiştir. Ayrıca, Statista tarafından ülkelerin perakende e-ticaret gelişiminin tahmin edildiği çalışmaya da değinilmiştir. Buna göre, 2020 ve 2024 yılları arasında küresel perakende ticaretin ortalama %8,1 büyümesi; Türkiye’nin, yıllık ortalama %20,2 oranındaki büyüme oranı ile dünya genelinde e-ticaret pazarında en yüksek büyüme oranına sahip ülke olması öngörülmektedir.
Nihai Politika Önerileri
Rapor ile Ön Rapor’daki teorik çerçeve, pazarın mevcut görünümüne, platformlar arası rekabet bakımından temel endişelere, platform içi rekabet bakımından temel endişelere ve son olarak tüketiciler bakımından temel endişelere yönelik tespitler aracılığıyla yinelenmektedir. İlgili tespit ve endişelere ilişkin daha detaylı açıklamalar için, Ön Rapor hakkındaki hukuk bültenimize buradan ulaşabilirsiniz.
Rapor, Ön Rapor’dan temel olarak “Sonuç ve Politika Önerileri” başlıklı 6 numaralı bölümde yer verilen açıklamalar çerçevesinde ayrışmaktadır. İlgili bölüm öncelikle Ön Rapor’un yayımlanmasından beri e-ticaret pazarında vuku bulan önemli gelişmeleri ve pazarın güncel yapısını kısaca özetlemektedir.
Rapor hazırlıkları esnasında, çalıştayda dile getirilen paydaş görüşlerinin, kamuoyu görüşlerinin, Ön Rapor sonrası pazara ilişkin yaşanan gelişmelerin ve Kurum nezdinde ve ilgili kamu kurumları nezdinde süren mevzuat çalışmalarının yukarıda özetlenen politika önerilerinin yeniden değerlendirilmesinde ve nihai şeklini almasında önemli rol oynadığı anlaşılmaktadır.
Ön Rapor aşamasında tartışılan politika önerileri yeniden gözden geçirilmiş olup; yapılan değerlendirmeler çerçevesinde aşağıdaki nihai politika önerileri oluşturulmuştur.
Rapor kapsamında, Ön Rapor’da yer verilen Rekabet Sorunları ve Nihai Politika Önerileri başlıklı özet tablo aşağıdaki şekilde revize edilerek nihai halini almıştır:
1. Önemli Pazar Gücüne Sahip Teşebbüslere Yönelik Mevzuat Çalışması
Kurum önemli pazar gücüne sahip dijital platformların belirlenmesini ve bu teşebbüslerin uymaları gereken yükümlülüklerin ve kaçınmaları gereken davranışların öncül olarak belirlenmesini amaçlayan bir mevzuat çalışmasının yakında tamamlanacağının sinyallerini vermektedir. Yapılan mevzuat çalışmasının temel amacını hızla artan dijitalleşmeye ve sektördeki ani gelişmelere rekabet hukukunun adapte edilmesi ve tüm platformların bu değişimden eşit oranda faydalanabilmesi oluşturmaktadır. Bu anlamda Kurum’un dünya çapındaki bazı diğer rekabet otoriteleri gibi rekabet hukukuna ek düzenlemelere ihtiyaç olduğunu ortaya koyan çalışmalarda bulunmakta olduğu ve bu doğrultuda dijital piyasalardaki rekabeti tesis edici ve koruyucu düzenlemeleri hayata geçirmeyi hedeflediği belirtilmektedir.
Ön Rapor’da yer verilen ve “Geçit Bekçisi Düzenlemesi” önerisi altında sayılan öneri niteliğindeki yükümlülüklere ek olarak, önemli pazar gücüne sahip teşebbüslerin, ticari kullanıcıların, ilgili temel platform hizmetlerini sunan rakip teşebbüsler ile çalışmalarını, aynı ürün veya hizmetler bakımından kendi veya farklı çevrim içi erişim kanalları üzerinden son kullanıcılara teklif vermelerini ve son kullanıcılarla sözleşme yapmalarını, bu kanallar aracılığıyla kendi mal veya hizmetlerinin reklamını yapmalarını kısıtlamasını veya zorlaştırmasını, rakip teşebbüsler ile çalışırken belirli bir mal veya hizmet için farklı fiyat veya koşullar sunmalarını engellemesini, eş deyişle önemli pazar gücüne sahip teşebbüsün EKM şartı ve münhasırlık uygulamalarına başvurmasını önleyici yükümlülükler getirilmesi de hedeflenmektedir. Rapor’a göre, önemli pazar gücüne sahip teşebbüslerin bu tür uygulamalarının yasaklanması pazardaki rekabetin tesisi için önem arz etmektedir.
Ön Rapor’da yer verilen yükümlülüklere ilaveten mevzuat çalışması ile getirilmesi planlanan bir diğer yükümlülük, temel platform hizmetlerinin ve yan hizmetlerin birlikte işlerliğinin sağlanmasına ilişkindir. Rapor’a göre, gerek yatay gerekse dikey birlikte işlerliğin sağlanması bu anlamda önem arz eden hususlar arasındadır. Mevzuat çalışması ile ayrıca önemli pazar gücüne sahip teşebbüslere getirilen bir diğer yükümlülük, ticari kullanıcılara, temel platform hizmetleri ve yan hizmetlerin kapsamı, kalitesi ve performansı ile ücretlendirme esasları hakkında yeterli bilgi sağlayarak platform şeffaflığını tesis etmelerine yöneliktir. Rapor’a göre, bu kapsamda geniş tanımla önemli pazar gücüne sahip teşebbüsler ile ticari kullanıcılar, daha dar bir tanımla ise önemli pazar gücüne sahip e-pazaryerleri ile satıcılar arasındaki ilişkilerin şeffaf hale getirilmesi platform içi rekabetin korunması ve güçlendirilmesi bakımından kritik bir alan teşkil etmektedir.
Ayrıca Ön Rapor kapsamında önemli pazar gücüne sahip pazaryerleri bakımından sunulan “gerçekleştirdiği tüm devralmaları, 2010/4 sayılı Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ’de (“Tebliğ No:2010/4“) yer verilen bildirim eşiklerinden bağımsız olarak Rekabet Kuruluna bildirmelidir” şeklindeki politika önerisi, 04 Mart 2022 tarihinde 31768 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tebliğ No:2010/4’te Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ kapsamında hayata geçirilmiştir. İlgili değişiklik ile “teknoloji teşebbüsleri” tanımı Tebliğ’e eklenerek bu teşebbüslerin devre konu taraf olduğu işlemler bakımından ilave bir bildirim yükümlülüğü getirilmiştir. Rapor kapsamında bu değişikliğe ilişkin olarak, ilgili düzenlemenin başta e-pazaryerleri olmak üzere Tebliğ’de yer alan teknoloji teşebbüsü tanımına dâhil olan teşebbüsleri kapsayarak yeni kurulan ve gelişmekte olan girişimlerin devralınmasına ilişkin işlemlerin rekabet otoritesi denetimlerine tabi olamaması riskini bertaraf etmek açısından faydalı olmasının amaçlandığına yönelik bir yoruma da yer verilmiştir.
2. İkincil Mevzuatının Güçlendirilmesi
Kurum, e-pazaryeri platformları bakımından rekabet hukuku prensiplerinin muhafazakar bir şekilde uygulanması kanısındadır. Kurum, ikincil mevzuatın online platformların EKM ve münhasırlık koşullarını ele alması, mevcut mevzuatın da bu çerçevede açık ve güçlü bir hale getirilmesi gerektiğini değerlendirmektedir.
İkincil mevzuatın güçlendirilmesi gerektiği değerlendirilen bir diğer alan, platformların sömürücü nitelikteki uygulamalarına ilişkindir. Bu kapsamda, (i) aşırı veri toplanması ve gizlilik konularının, (ii) tüketicilerin bilgi asimetrisi nedeniyle savunmasız hale gelmesi ve doğru bilgiye dayalı tercihte bulunmasının sınırlanmasının ve (iii) haksız sözleşme şartları/haksız ticari uygulamalarının platform ekonomilerinde sömürücü niteliğiyle daha sık gündeme geldiği belirtilmektedir. Bu çerçevede İkincil mevzuatın 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 6. maddesi kapsamındaki değerlendirmelere nasıl yansıyacağına ilişkin olarak bir çalışmanın gerekliliği belirtilmektedir.
Tüm bu hususlara ek olarak, Rekabet Kurumu bünyesinde yürütülmekte olan mevzuat çalışması kapsamında önemli pazar gücüne sahip teşebbüslerin tespitine ve bu teşebbüslere getirilmesi beklenen yükümlülüklere açıklık kazandırmak ve ilgili mevzuatın uygulama koşullarını netleştirmek adına ek bir ikincil mevzuat çalışmasına ihtiyaç duyulabileceği değerlendirilmiştir.
3. “Platform Davranış Kodu” Düzenlenmesi
Davranış Kodu önerisinin temelinde, e-pazaryerinin sahibi olan platform ile platform hizmetinin kullanıcısı olan satıcılar arasındaki asimetrik pazarlık gücünün satıcıların adil olmayan ticari koşullara maruz kalmasına neden olacağı endişesi yer almaktadır. Bu nedenle bir “Platform Davranış Kodu”nun, objektiflik, şeffaflık, açıklık ve öngörülebilirlik unsurlarının sağlanabilmesi için gerekli olduğu hususu Rapor kapsamında da vurgulanmaktadır.
Bununla birlikte, Ön Rapor’un Davranış Kodu önerisinin hakim durumda olmayan e-pazaryerlerini de içerecek şekilde daha geniş bir ölçekte uygulanmasının gerekebileceği ve bu nedenle de Rekabet Kurumu’ndan ziyade ilgili Bakanlıklarca hayata geçirilmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir. Bu kapsamda, Ekonomi Reformları Eylem Planı kapsamında bu hususa ilişkin mevzuat çalışmasının yürütülmesi bakımından Ticaret Bakanlığı’nın yetkili kılındığı da belirtilmiştir.
Sonuç
Kurum, Ön Rapor itibariyle sinyallerini vermiş olduğu üzere ekonomideki süregelen dijitalleşmeye adapte olmanın gerekliliğinin net bir biçimde farkındadır. Rapor kapsamında Kurum, global rekabet otoriteleri ile benzer endişeleri giderici aksiyonlar almakta ve politikalar kurgulamaktadır. Rapor kapsamında Ön Rapor’da ortaya konulan politika önerilerinin nihai hale gelmesi ile bu yöndeki mevzuat çalışmalarının hız kazanacağı söylenebilecektir.