Bu bültenimizi podcast olarak da dinleyebilirsiniz!
Yeni Gelişme
Anayasa Mahkemesinin, öğretmen olan başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiği yönünde karar verdiği 2017/39464 başvuru numaralı 23 Şubat 2022 tarihli kararı 27 Nisan 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Anayasa Mahkemesi, kararda kamu görevlilerinin ifade özgürlüğünün sınırlarını değerlendirdi. Karara buradan ulaşabilirsiniz.
İhlal Konusu Başvuru
Başvurucu, lisede öğretmen ve bir sendikada yönetim kurulu üyesi ve şube sekreteridir. Başvurucu, sendikaya kayıtlı bir kamu görevlisinin lojmanını yasal süreyi aşarak tahliye etmesi sebebi ile İl Disiplin Kuruluna sevk edildiği toplantıya katılmış ve toplantı sonrasında sosyal medya hesabından “il müdürünün personelini harcaması değil sahip çıkması” gerektiğine ilişkin bir paylaşımda bulunmuştur. Söz konusu paylaşımı dolayısıyla kınama cezası almıştır. Başvurucu idari işlemin iptali istemiyle idare mahkemesine başvurmuştur ancak idare mahkemesi ve sonrasında bölge idare mahkemesi kararı onamıştır. Bunu takiben başvurucu, Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.
Karar Neyi Kapsıyor?
Anayasa Mahkemesi, başvurucunun iddialarını ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmiş, yapılan müdahalenin hukuka uygun olması için Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen (i) kanunlar tarafından öngörülme, (ii) Anayasa’da öngörülen haklı sebeplere dayanma ve (iii) demokratik toplumun gereklerine uygun olma ve ölçülü olma koşullarını sağlaması gerektiğini belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi değerlendirmelerini demokratik toplumun gereklerine uygunluk üzerinde yoğunlaştırmıştır.
Anayasa Mahkemesi öncelikle devletin kamu hizmetinde çalışan memurlara bağlılık görevi getirmesi ve ödev ve sorumluluklar yüklemesinin meşru olduğunu ifade etmiştir. Kamu görevlilerinin statülerinden kaynaklanan sınırlamalara tabi olmalarının ifade özgürlüklerini peşinen feda etmediğini ve dengeli ve tarafsız olmak kaydıyla eleştiride bulunabileceklerini ifade etmiştir. Bu kapsamda, devlet memurlarının ifadelerini siyasi yönden yansız ve dengeli olarak açıklayıp açıklamadıklarını ve tarafsızlıkların güvence altında olup olmadığını değerlendirmeleri gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesi, toplantıda konuşulanların gizli kalması gereken bilgiler olmadığını, karara yansımayan ve toplantıda dile getirilen görüşlerin de başvurucu tarafından paylaşılmadığını belirtmiştir. Bu kapsamda, başvurucunun sendika yöneticisi olarak personelin haklarını savunma amacı ile hareket ettiğini değerlendirmiştir. Toplantıya ilişkin görüşlerini yansıtmasının kamu görevlisi statüsünden kaynaklanan ödev ve sorumluluklarına aykırı olmadığı ve ifade özgürlüğü kapsamında korunması gerektiğini değerlendirmiştir. Bu değerlendirmeler ışığında, disiplin cezasının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamadığına karar vermiştir.
Sonuç
Eldeki kararda Anayasa Mahkemesi, kamu görevlilerinin ifade özgürlüğünü incelemiş ve kamu görevlilerinin tarafsızlıklarına gölge düşürmeyecek hususlarda eleştirilerde bulunabileceğini değerlendirmiştir.