Daha fazla bilgi için,
lütfen iletişime geçin :
Hukuk Bültenleri
09/06/2022

Anayasa Mahkemesinden Kişisel Verilerin Korunmasını İsteme Hakkına Dair Karar

Hukuk Bültenleri
Bilgi Teknolojileri ve Telekomünikasyon
Genel

               Bu bültenimizi podcast olarak da dinleyebilirsiniz!

 

Yeni Gelişme

Anayasa Mahkemesi’nin bir başvurucunun özel hayata saygı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlaline ilişkin 2018/11988 sayılı kararı, 19 Nisan 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Anayasa Mahkemesi, biyometrik verilerin işlenmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Karara buradan ulaşabilirsiniz.

Başvuruya Konu İhlal

Başvurucunun çalıştığı belediye, mesai takibi amacıyla parmak izi sistemine geçmiştir. Başvurucu, mesai takibi için parmak izinin kaydedilmesinin özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini iddia etmiştir ve söz konusu sistemin iptal edilmesi için idare mahkemesinde dava açmıştır. İdare mahkemesi, konuyu özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin işlenmesi çerçevesinde değerlendirmiştir ve mesai takibine ilişkin bir yasal dayanak bulunmadığı için söz konusu müdahalenin ihlal oluşturduğuna karar vermiştir. İdare mahkemesinin kararını inceleyen istinaf mahkemesi, kamu personelinin mesaiye devam zorunluluğu olduğunu ve idarenin de bunu denetim yükümlülüğü bulunduğundan hareketle söz konusu uygulamada mevzuata aykırılık tespit etmemiştir. Konu Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştır.

Anayasa Mahkemesi’nin Değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesi başvuruyu Anayasa’nın 20. maddesi uyarınca kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı kapsamında incelemiştir. Anayasa Mahkemesi devletin, bireylerin temel hak ve özgürlüklerine üçüncü kişilerin keyfi müdahalelerini önlemek gibi pozitif yükümlülüğü bulunduğunu belirtmiştir. Yapılan müdahalenin hukuka uygun olması için Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen (i) kanunlar tarafından öngörülme, (ii) Anayasa’da öngörülen haklı sebeplere dayanma ve (iii) demokratik toplumun gereklerine uygun olma ve ölçülü olma koşullarını sağlaması gerektiğini ifade etmiştir. Anayasa Mahkemesi başvuruyu kanunlar tarafından öngörülme koşulu kapsamında incelemiştir.

Anayasa Mahkemesi 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (“KVKK“) atıfta bulunarak somut olayda kişinin parmak izi verisinin kişinin açık rızasına dayanılarak ya da kanunlarda açıkça öngörülen hallerde açık rıza aranmaksızın işlenebileceğini belirtmiştir. İlgili kişilerin açık rızasının bulunduğu hallerde de yine Anayasa’nın 13. maddesi uyarınca kanunilik ilkesinin sağlanması gerektiğini vurgulamıştır.

Somut olayda başvurucunun parmak izi verilerinin işlenmesi için açık rızasının bulunmadığı sabittir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi, parmak izi verilerinin işlenmesini öngören bir kanuni düzenleme bulunup bulunmadığını değerlendirmiştir. Bu bağlamda KVKK, Devlet Memurları Kanunu ve Belediye Kanunu’nu incelenmiştir. Devlet Memurları Kanunu kapsamında günlük çalışmanın başlama ve bitişlerinin tespitine ilişkin hükümler bulunduğu ancak bu hükümlerin çalışanın mesaisinin kontrolü için özel nitelikli verilerin işlenmesini öngören açık bir düzenleme olmadığını değerlendirmiştir. Benzer olarak Belediye Kanunu kapsamında da belediye teşkilatının sevk ve idaresinin belediye başkanının sorumluluğunda olduğunu ancak bu yetki kapsamında özel nitelikli verilerin işlenmesine ilişkin bir açık düzenleme bulunmadığını ifade etmiştir. Bu değerlendirmeler ışığında Anayasa Mahkemesi, mesai takibi amacıyla biyometrik veri işlenmesine olanak tanıyan ve bu husustaki temel ilke ve esasları belirleyen bir düzenleme olmadığına karar vermiştir. Bu kapsamda başvurucunun açık rızası olmadan ve biyometrik verilerin işlenmesine ilişkin herhangi açık bir düzenlemeye dayanılmadığı göz önünde bulundurularak, müdahalenin kanunilik şartını sağlamadığını tespit etmiştir.

Sonuç

Anayasa Mahkemesi kararında biyometrik verilerin işlenmesine ilişkin önemli değerlendirmeler yapmıştır. Biyometrik verilerin işlenmesi için açık rızanın bulunması ya da kanunlarda bu hususun açıkça öngörülmesi gerektiğini değerlendirmiştir. Bu kapsamda biyometrik verilerin işlenmesini öngören açık düzenlemelerin bulunması gerektiğinin altını çizmiştir.