Rekabet hukukunun getirdiği kurallar kriz anında içerik veya uygulama olarak değişmemektedir. Aksine, kriz dönemlerinde şirketlerin pazardaki ticari davranışlarını rekabet hukuku ile uyum içerisinde bağımsız bir şekilde sürdürmeye devam etmeleri son derece önem arz etmektedir. Olağan zamanlarda rekabet hukuku açısından hassas kabul edilen bilgilerin tamamı ekonomik kriz, salgın hastalık, olağanüstü hal ilanı gibi durumlarda da aynı şekilde hassas kabul edilmektedir.
Dünyanın dört bir yanındaki rekabet otoriteleri COVID-19 salgınının tetiklediği ticari davranışları yakından takip ettiklerini ifade etmektedir. Rekabet Kurumu, konuyla ilgili bir uyarı yayımlayarak gıda piyasalarında rekabeti bozucu davranışlar gösterenler hakkında “en ağır idari para cezası” uygulanacağını bildirmiştir.
Kriz anında pazar davranışları ve diğer teşebbüsler ile temaslarda rekabet hukuku risklerini azaltabilmek için aşağıda örneklenen tedbirleri takip etmenizi tavsiye ederiz:
- Rekabet hukuku risklerinden kaçınmak adına altın kural olan rakiplerle zorunda kalmadıkça temasa geçmeme prensibi belirsizliklerin arttığı kriz dönemlerinde çok daha muhafazakar bir şekilde takip edilmesi gereken bir prensiptir.
- Kriz ortamının yarattığı volatilite nedeniyle içerik ve usul bakımından yakından takip edilip denetlenmesi gereken rakipler arasındaki temasların kontrolü gevşeyebilmektedir. Bu durum rekabet hukuku açısından bu yazının sonunda örnek olarak listelenen riskli bilgilerin paylaşımlarına zemin hazırlayabilmektedir.
- Rekabet hukuku bakımından hukuka aykırı bilgi paylaşımının yüz yüze, fiziki veya elektronik olarak yapılması arasında ihlale vücut vermesi bakımından bir farklılık bulunmamaktadır. Dolayısıyla, şirket çalışanları arasındaki fiziki temasın azaldığı bu günlerde riskli bilgilerin webinar, Skype, Zoom, WhatsApp, Microsoft Teams, Slack gibi alternatif yöntemlerle paylaşması ortaya çıkan rekabet hukuku riski üzerinde bir değişiklik yaratmamaktadır.
- Benzer şekilde, birden çok teşebbüsün bir araya gelmesi rekabet hukuku bakımından hukuka aykırı bilgi paylaşımlarını kolaylıkla beraberinde getirebilmektedir. Bu nedenle, yürürlükteki mevzuat kapsamında meşruluğu kabul edilmiş olsun veya olmasın, her türlü toplantı veya etkinlik katılımının durdurulması veya en aza indirilmesi tavsiye edilebilecektir.
- Talebin az olduğu ürünler için üretimin azaltılarak fiyatın korunması veya talebin çok olduğu ürünler için tedarikin sınırlandırılarak fiyatın artırılmasına yönelik kriz karteli olarak adlandırılan rekabet hukukuna aykırı olabilecek kolektif mekanizmalardan tamamen kaçınılmalıdır.
- Mevcut krizin çözümü için yürütülüyor dahi olsa, rakiplerle yürütülen ortak AR-GE projelerinde paylaşılan bilgilere ve yapılan temaslara azami özen gösterilerek rekabet hukuku bağlamında risk teşkil eden aşağıda örnek olarak sıralanan bilgilerin paylaşılmaması gerekmektedir.
- Sonuç olarak, altın kuralın takip edilmesi ve rakiplerle temasların en aza indirilmesi gerekmektedir. Zorunlu olmadıkça rakiplerle temasta bulunulmaması önerilmektedir.
- Zorunlu hallerde yapılan temaslarda hiçbir surette güncel (kamuya açık kaynaklardan elde edilemeyecek) veya geleceğe yönelik:
- ürün satış hacmi veya fiyatlar ve bu unsurlara dair beklentiler
- hammadde, işçilik, üretim maliyetleri gibi maliyet kalemleri,
- üretim, kapasite, kapasite kullanım oranı ve stok miktarlarına yönelik tedbirler ve stok bilgileri,
- COVID-19 nedeniyle ticari politikalarda alınacak yeni promosyon, indirim, sadakat programlarında yapılacak değişiklikler, ödeme erteleme/dondurma, insan kaynağı veya çalışma koşulları anlamında çalışan sayısında azalmaya gitme gibi önlemler hakkında bilgi,
gibi rekabete konu olabilecek parametrelerin tamamı hassas nitelikte bilgidir ve tek taraflı paylaşımı dahi ciddi rekabet hukuku ihlallerine zemin oluşturmak için yeterlidir.