Daha fazla bilgi için,
lütfen iletişime geçin :

Kıdemli Avukat

Kıdemli Avukat

Hukuk Bültenleri

2024 Finansal Yılı Kapanmadan Önce Özvarlık Kontrolü ve Genel Kurul Toplantısı Hazırlığında Yol Haritası

Hukuk Bültenleri
Şirketler Hukuku ve Kurumsal Yönetim
Genel

Bu rehber, bir çok şirket için finansal yıl sonu olan 31 Aralık 2024 yaklaşırken, şirketlerin öz varlık pozisyonunda yapması gereken incelemeleri hatırlatmayı ve faaliyet yılının sona ermesini takiben gerçekleştirilecek genel kurul toplantısı hazırlığında izlenecek yol haritasına ışık tutmayı amaçlamaktadır.

Önümüzdeki dönem; yıllık olağan genel kurul toplantısı öncesinde raporlamalar için ön hazırlıkların başlatılması, finansallar ve öz varlık üzerinde çok yönlü değerlendirmelerin yapılması, pay sahiplerinin incelemesine sunulacak belgelerin hazırlığı ve gerekli planlamaların yapılması için kritik aylar olacaktır.

  1. Şirket Yönetim Kurulu ve Yöneticilerine Düşen Görev

Yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi yönetim kurulunun devredilemez görev ve yetkileri arasında yer almaktadır.

Yönetim kurulu bu kapsamda yapacağı çalışmalarda; finansal tabloları, konsolide finansal tabloları, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu, denetleme raporlarını ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisini, genel kurulun toplantısından en az on beş gün önce, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurmakla yükümlü olduğunu göz önünde bulundurarak hareket etmelidir.

  1. Şirketin öz varlık pozisyonunun kontrolü

Yönetim kurulu üyeleri ve yöneticilerin, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu oldukları genel kuraldır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK“) 376. Maddesinde ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 376’ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliği’nde (“Teknik İflas Tebliği“) düzenlenen olası bir teknik iflas veya negatif öz varlık durumu karşısında yönetim kurulu üyelerinin basiretli bir tacir gözüyle şirket finansal tabloları üzerinde doğru bir değerlendirme yaparak üçüncü kişilerin talep ve/veya alacaklarını korumak amacıyla gerekli iyileştirici önlemleri zamanında almak üzere harekete geçmesi kuşkusuz bu sorumluluklardan doğabilecek zararın önlenmesinde kilit rol oynayacaktır.

Yönetim kurulunun özellikle finansal yıl kapanışları yaklaşırken muhasebe ve finans ekipleriyle bir araya gelerek nakit akışı ve bilanço üzerinden yapacakları değerlendirmeler öz varlık pozisyonunun kontrol edilmesine fayda sağlayacaktır.

Şayet yapılacak ön tetkiklerden, TTK ve Teknik İflas Tebliği’nde tanımlandığı şekilde, sermayenin karşılıksız kaldığına veya özvarlığın negatif olduğuna ilişkin olgular tespit edilirse, işletmenin devamlılığı esasına göre ve varlıkların muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço hazırlanmak suretiyle detaylı bir durum değerlendirilmesi yapılması uygun olacaktır.

Bilindiği üzere Teknik İflas Tebliği, sermaye kaybı veya negatif öz varlık yaşayan şirketlerin daha az kaynakla faaliyet göstermelerinin önünü açmayı hedeflemekte olup kuşkusuz en dikkat çekici düzenlemeleri arasında, kur zararı yaşayan bu şirketlere belirli esneklikleri sağlanmış olması ve sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda bazı giderlerin dikkate alınmamasına imkan tanıması yer almaktadır.

Teknik İflas Tebliği’nde yer alan uygulamalar ve hesaplamalara ilişkin hususları detaylı açıklayan bültenimize buradan, söz konusu tebliğde 26.12.2020 tarihinde yapılan değişikliklere ilişkin hazırladığımız bültenimize buradan ulaşabilirsiniz.

  1. Şirketin nakit akışının ve ödeme planlamalarının gözden geçirilmesi

Gerek ara bilanço üzerinden gerekse de Teknik İflas Tebliği hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmelerde, şirketin sermaye kaybı veya borca batık durumunda olduğu tespit edilse bile bu başlı başına olumsuz bir sonuç veya iflas başvuru sebebi olarak yorumlanmamalıdır. Şirketin finansal tablolarındaki negatif durumun kısa veya uzun vadeli borçları ödeme kabiliyetinde bir aksaklığa yol açıp açmadığı; halihazırda ödenmemiş bir kamu borcu veya üçüncü taraf alacaklısı bulunup bulunmadığına, şirkete yakın zamanda nakit bir kaynak ulaşmasının beklenip beklenmediğine ilişkin kontroller yapılmalıdır.

  1. Yönetim kurulunun elde ettiği finansal bilgiler ışığında bir aksiyon planı oluşturması

Yönetim kurulunun Şirketin finansal durumunun vakitlice gözden geçirilmesinin ardından, öz varlık durumuna ilişkin tespitlerine yer vereceği ve buna karşılık alacağı aksiyonları belirlediği yazılı bir karar alması kurumsal yönetim ilkeleri ile de uyumlu bir tutum olacaktır. Bu yönde alınacak bir yönetim kurulu kararı, gerek kanunda yüklenen devredilemez görev ve sorumluluklara karşı gerekse de olası bir öz varlık kaybına karşı yönetim kurulunun aktif olarak çalışmalar yürüttüğünü ortaya koyan bir dokümantasyon sağlayacaktır.

Yönetim kurulunun belirleyeceği aksiyon planı ve atacağı doğru adımlarla olası zararı en aza indirmesi, şüphesiz alacaklıların ve pay sahiplerinin haklarının korunmasında önemli bir faktör olacaktır.

  1. Genel kurul gündeminin finansal analiz ve öz varlık kontrolü farkındalığı ile oluşturulması

Yukarıda yer ver kontrollerin yapılmasının ardından, yönetim kurulu genel kurul toplantısı gündemine eklenmesinde fayda göreceği başlıkları tespit edebilir durumda olacaktır.

Örneğin, öz varlık kaybı durumunun varlığında, bazı iyileştirici önlemlerin genel kurul seviyesinde karar alınması zorunluluğu ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda, yönetim kurulu yapacağı detaylı analizler neticesinde genel kurul gündemine genel kurulda tartışılmak üzere sermaye artırımı, azaltımı, sermayenin üçte biri ile yetinilmesi, geçmiş yıl zararlarının mahsup edilmesi yöntemi ile gerçekleşecek bir sermaye azaltımı, grup içi pay sahibi kredilerinin sermayeleştirilmesi / alacak sıralamasında geriye bırakılması veya sermaye tamamlama fonu yöntemi ile ilerlenmesine yönelik önerilerde bulunabilir. Bu önlemlerin mali yıl kapanmadan alınması, yıl sonunu temiz bir bilanço ile kapamayı sağlayacaktır. Böylece mali yılın kapandığı bilanço esas alınarak, genel kurula kar dağıtım önerisinde bulunup bulunmayacağına, dağıtılabilir kar varsa bunun ne şekilde değerlendirileceğine veya kanunda öngörülen asgari düzeyin üzerinde yedek akçe ayrılmasına gerek olup olmasına daha gerçekçi bir tablo üzerinden karar verilebilecektir.

Kurumsal sürdürülebilirlik açısından tüm dünyanın gündeminde olan ESG (Environmental Social and Governance) kapsamında, sosyal ve çevresel taahhütleri karşılamak maksadıyla ihtiyari yedek akçelerin ayrılması gibi konuların görüşülebilmesi için de önce güçlü bir öz varlık durumu yaratmak ve böylece pay sahiplerinin menfaatleri ile tüm paydaşların menfaatleri arasında bir denge kurmak esastır.

  1. Yıllık faaliyet raporunun özenli bir şekilde hazırlanması

Yönetim organı yıllık faaliyet raporunu hazırlarken; her yönüyle finansal durumun doğru, eksiksiz, dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtılmasına ve karşılaşılması muhtemel risklere yer vermelidir. Nitekim, Şirketlerin Yıllık Faaliyet Raporunun Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkında Yönetmelik, her faaliyet yılı sonunda, yönetim kurulu tarafından hazırlanmakta olan yıllık faaliyet raporunda şirketin finansal performansı ile finansal durumunun genel özelliklerinin ve karşı karşıya bulunduğu temel risklerin değerlendirilmesi gerektiğini düzenlenmektedir.

Faaliyet raporunda finansal duruma ve ihtiyaç duyulması halinde özvarlığın iyileştirilmesine yönelik planlamalara yer verilmesi yönetim kurulunun mevzuatın kendisine yüklediği görevi layıkıyla yapmasını sağlayacaktır.

Yıllık faaliyet raporunun finansal durum bölümünde şirketin sermayesinin karşılıksız kalıp kalmadığına veya borca batık olup olmadığına ilişkin tespit ve yönetim organı değerlendirmelerine yer verilmesi beklenmektedir. Şirketin negatif öz varlık ve teknik iflas durumuna karşı olarak yönetim kurulu tarafından alınan veya planlanan iyileştirici önlemlere yıllık faaliyet raporunun ilgili bölümünde de yer verilmesi sürecin bir bütün halinde kontrol altında tutulduğunu ortaya koyacaktır.

Olağan genel kurul toplantısının zorunlu gündem maddeleri arasında, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun müzakeresi de bulunmaktadır. Yönetim kurulunun genel kurul toplantısı öncesinde öz varlık üzerinde titizlikle yapacağı bu çalışmalar; çok pay sahipli şirket yapılarında ve farklı pay gruplarının temsil edildiği genel kurul toplantılarında, faaliyet raporunun içeriğinin veya şirketin finansal durumunun tartışılacağı gündem maddelerinde, pay sahiplerinin yönelteceği muhtemel sorulara kuşkusuz hazırlıklı olmasını da sağlayacaktır.

Ayrıca diğer bir önerimiz de, ESG kapsamında zorunlu raporlama yükümlülüklerine tabi olmayan şirketlerde dahi, faaliyet raporlarına ihtiyari olarak yeni bir bölüm ekleyip sosyal ve çevresel faaliyetleri ile ilgili gerçekleştirdikleri aksiyonları, taahhütlerini, bunun için ihtiyari bir yedek akçe ayrılması değerlendiriliyorsa buna ilişkin bilgiyi ana başlıklar halinde yazarak tüm paydaşlarını gözettikleri global bir perspektiften sorumluluklarını ele aldıklarını göstermeleridir.

  1. Yönetim kurulunun süreci düzenli takibi

2024 yılının son döneminde yapılacak tetkikler neticesinde planlanan iyileştirici önlemlerin ve gidişatın yönetim kurulu tarafından düzenli olarak takip edilmesi de önem arz edecektir.

Sonuç

Şirket yönetim kurullarının ve yöneticilerinin, 2024 finansal yılı sona ermeden şirket öz varlık durumlarını yukarıda özetlemiş olduğumuz hususları dikkate alarak kontrol etmelerini ve sermaye kaybı veya borca batıklık durumları söz konusu ise alınması gereken aksiyonlara ilişkin yol haritasını belirlemesini önermekteyiz.

İşbu rehberde değerlendirildiği üzere; yönetim kurulunun yıl sona ermeden Aralık ayı içerisinde öz varlık kontrolünü sağlayacak çalışmaları gerçekleştirmesi, gerekli adımları atması, faaliyet yılın sonundan itibaren sonra birkaç ay içerisinde gerçekleştirilecek yıllık olağan genel kurul toplantısı sürecinin kontrollü bir şekilde yönetilmesinde fayda sağlayacaktır.